23 Ekim 2011 Pazar

BODRUM BODRUM

 Bodrum
İtalya'yı gör de öl derler
Yok canım; Bodrum'la kıyılarını gör ve yaşa
Yokuşbaşına geldiğinde, Bodrum'u göreceksin
Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin
Senden öncekilerde böyleydiler
Akıllarını hep Bodrum'da bırakıp gittiler

Cevat Şakir Kabaağaçlı / Halikarnas Balıkçısı
   Aylardır bloğuma post yazmıyorum. Biraz uzak kalmışlık, biraz da isteksizlik mi nedir? Uzun zaman oldu Bodrum'dan döndüğüm. Bir karmaşa, kendimi toparlayamadım ki, isteksizim. Bugün de miskin miskin bilgisayardayken Bodrum yazım çok gecikti dedim. Herşey fotoğrafları yükleyene kadarmış. Yüreğimden ve parmaklarımdan dökülmeye başladı yazacaklarım. Bodrum'da Rukiye ile birlikte olay, kişi, tarih, zaman, saat kavramı olmadan alabildiğine hür. Teşekkür ederim canım arkadaşım evsahipliğin için.
   Turgutreis'e gidiyorum Rukiye'nin yanına. Herkes gülüyor, 
   -"Uçağı kaçırdığın gibi şimdi de otobüsü kaçıracaksın, acele et"
   Neyse ki otobüsü kaçırınca yolun sonu değil :) Planladığım tarihte hazırlıklarım bitmeyince otobüs biletimi açığa aldım. Bir gün sonra yola çıktım.
   Turgutreis'e gidiyorum. Sabaha kadar süren yolculuktan sonra "-Otobüs yokuşu çıkınca beni ara" demişti Rukiye. Hangi yokuş acaba diye geçirdim içimden. Yukarıdaki şiiri daha evvel okumuş olsaydım Arkadaşımın ne demek istediğini çok daha iyi anlayacaktım.
   ..."Yokuşbaşına geldiğinde, Bodrum'u göreceksin"...

Arkadaşımın, Rukiye'min hazırladığı bol köpüklü kahve eşliğinde uzuuun uzuuun sohbetin ardından
Turgutreis-Camel Beach-Myndos-Bodrum...
...
Bir sabah uyandığımda
Begonvillerin peşine takılıp
Çivit renkli duvarlarına güneş asılı
Bodrum'a gideceğim

Işın Ergüney
Bodrum Barlar Sokağı, Cumhuriyet Caddesinde Halit Usta boncuk yapıyor. Uzun uzun seyrettik cama renk ve şekil verişini, fırının karşısında ter döküşünü.

1000-1200 derece olan fırınla arasında 50-60 cm. mesafe var.  Epeyce ağır olan karıştırma, toplama ve şekillendirme demiri ile sıcak cama boncuk şekli veriyor, fırının hemen yanında gördüğümüz tavlama odasına bırakıyor. Yapımı çok zor bir sanat. Aman ha boncuklar pahalı diye hiç dertlenmeyin. Minicik parçalar üzerinde öyle bir emek var ki, satın alalım ve destek verelim bu ustalarımız yok olmasın. Ve alacağımız boncukların el yapımı cam boncuk olmasına dikkat edelim.

Gözleri ateşe odaklanmış Halit Usta, çelik çubuğuyla, hızlı ama, telaşsız... Sessizlik içinde bilmediğimiz bir oyunu oynar gibidir... Birkaç kesin hareketle, erimiş cama biçim verir. Mistik bir törende okunan duaların yankıları gibi bu ayin sürer gider.

Ve Rukiye'ciğimin ellerinden sabah kahvaltımız.

Cemal Süreyya "Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı" demiş, ne güzel söylemiş.
Ve Deniz...
Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum
Ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu
Şaştım, mavi bir fal gibi açılınca önümde
Giritli bir ölümüm varmış, bir balıkçı fitil gibi
Patlayacakmış avucunda otuz çubuklu gençliğim
Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mı
Ben ki, o camgöbeği çiçekler açan ağaç
Kırılmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmış
Ne zaman boğulsam böyle yosun kokuyordu ışık
Sabahcı kahvelerde bir çiroz ötüyordu
Ve dalgalarımı geçen o deniz şoförleri
Böyle uyur düşlere bindirmiş gemiler
Uyuklar gibi üstünde mermer masaların
Bir tahta parçasıydım, osmanlı bir kazadan kalmış
Yüzüyordum, islam kaptanın ahşap ayağında
Öbür tahtalara öbür insanlara doğru
Cumhurdu mürekkep balığı, simsiyah yüzüyordum
Ne bileyim, bir korkunun böyle destan olduğunu
Ağardım, nisanlayınca gece, ve yavrulayan yalnızlık
Ya da ilk insanın doğduğu, öldüğü dağdı Moby Dick
Nefes aldıkça filbahriler köpürüyordu sulardan
Çanlar çalıyor kulaklarımda, yunuslar yarışıyordu
Alyuvarlar, dolkuşları ve rüzgar midyeleri
Dedim, dünya gibi bulut yok dünya üstünde
Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum
Ne bileyim, bir türkünün böyle Veysel olduğunu
Açıldım, çıkmaz bir sokak gibi, kapanınca denizde.

Can Yücel
 Bodrum'da her tarafta mavi bir nurdur
Öyle mavi ki insan maviyi toplamak için
Avucunu göğe açacak ve elini yanaştırıp bakınca avucunun mavileşmediğine şaşıcak
Cevat Şakir Kabaağaçlı
Bir denizin ayak iziydi arta kalan
Katre katre dağılıp kopartan
...
Mavilerin dolaştığı yürek barınağından
Sahilde durgun bir liman
Kuşları yalnızları oynayan
Dünü bugünü buluşturmayan
Kaçak dil
Sözsüz
Konuşamayan…
...
Çeviri yok ki geçmişe
Yitik sevda
Tırmanan zamanın eşiğinde
Sallantılarda…

Sevilay Çartık
Şair Yüreklerden

Dur diyemezsin
Geçen zamana,
Yitik sevdamla,
yalnızlığımla,
Dolaşıyorum hala,
Hasretinle,özleminle,
Geçmiş zamana inat,
Arka sokaklarda......Erol SAGUN.,

Nasıl kurtulayım sensizlik girdabından
Nasıl çıkayım umuda açılan karanlığın kör penceresinden?
Yokluğunu hüznümün ayazına sarmaladım da
Olmadı,
Suskun yüreğim bile isyana durdu
Boşunaymış umudum
Aldatıyormuş hasretin yıllardır.......Burhanettin Akdağ
Ve Rukiye'ciğim ile gittiğimiz mantı evinde yediğimiz mantı :)

Ve Rukiye akşam için deniz börülcesi yaptı, yapımı ben de öğrendim. Ankara'da deniz börülcesi bulmak zor fakat bir miktar alıp Anlara'ya getirdim. Deniz börülcesi hazırlarken tuz katmıyoruz. Çünkü börülceler içinde tuz olan bir bitki.
Dallarını düzenleyip yıkadıktan sonra bütün olarak suda haşlıyoruz. 45 dk. lık bir haşlama süresinden sonra ılık olarak börülceyi dallarından sıyırıyoruz. Servis tabağına alarak ayrı bir kapta hazırladığımız limon+sarımsak+zeytin yağ karışımı sosu üzerine gezdiriyoruz.

Ve yine günlerden bir gün Rukiyenin hazırladığı çok lezzetli yumurtalı fasulye. Tarifdeki
anlatıma aldanarak sakın denemeden geçmeyin. Şiddetle tavsiye ediyorum ki pişman olmayacaksınız. Pişirme tekniğinden dolayı asla ve asla yumurta kokusu olmuyor.
Tarifde bir yanlışlık yapmamak için yorumlar kısmına Rukiye'den tarifi yazmasını rica edeceğim. Tarif için lütfen yorumlar kısmına bakın.
Engin Dalyancı; Bodrum'un balıkcı ressamı. Duygularını balık figürleri ile ifade eden Dalyancı, resimlerinde Bodrum'un etkisi ve renklerin coşkusunu muhteşem bir şekilde yansıtır. Bodrum'u ziyaret eden hemen hemen her sanatsever O'nun yağlı boya, cam mozaik çalışma ya da yağlı boya ve cam mozaik çalışma kombinasyonu orijinal tablolarından en az birine sahip olmak ister.
Ve fotoğraflarda, benim de sahip olduğum Engin Dalyancı imzalı cam, seramik ve tekstil eserler. Ressam Engin Dalyancı, eserlerinde son derece basit çizimli, yalın ve sevimli balık figürünü kullanarak Bodrum’un adını tüm dünyaya sanatıyla duyurdu.

Engin Dalyancı, "Balık, iç dünyamın, insanlardan kaçışımın bir simgesi aslında" diyor. "Balık, bana göre bir sınır tanımayan, kalıplara sığmayan özgür bir yaşam. Ben böyle yaşadığım sürece, o balık hep benim yanımda olacak. Renklerden de illa kobalt mavisi olacak" diyen Dalyancı, balığın ve özgürlüğün rengini kobalt mavisi olarak belirlemiş.
Sevgili arkadaşım Rukiye'ye evsahipliği için tekrar teşekkür ediyorum.

2 yorum:

rukiye göksungur dedi ki...

Öncelikle bu güzel blog , resimler, bodrum un bu kadar güzel anlatılışı ve.. ve bana bu kadar övgü dolu sözlerin için çok teşekkür ediyorum.. senin güzel yüreğin, gözlerin herşeyi güzel görüyor ve yorumluyor.. daha fazlası için zamanımız sınırlıydı, gezemediğimiz çok yer kaldı.. bodrum u ve beni özlersen, yolu öğrendin hemen yollardasın artık :)

YUMURTALI FASULYE (düdüklü tencerede)

malzeme olarak 1/2 kg. taze fasulye, 4-5 adet domates, 2-3 kaşık sıvı yağ, 3 yumurta, 1/2 demek maydonoz

düdüklü tencerede yağımızı iyice kızdırıyoruz, tuz ve karabiber ekleyerek çırpttığımız yumurtaları tencereye boşaltıyoruz, iki taraflı güzelce kızartıyoruz.. omlet yapar gibi yarısını diğer yarısının üzerine alıp küçük parçaladığımız fasulyenin yarısını oraya yerleştiriyoruz.. yumurtayı fasulyenin üzerine alarak, kalan fasulyeleri de katıyoruz, yumurtayı fasulyenin üzerine tam olarak açıyoruz..üzerine soyup küçük küçük doğradığımız domatesleri her tarafına güzelye yayıyoruz.. üzerine tuzunu ve 1 çay bardağı kadar sıcak suyu ilave edip düdüklüyü kapatıyoruz ve 20 dakika kadar pişiriyoruz.. düdüklünün havası çıkınca kapağını açıp ince kıyılmış maydonozumuzu her tarafına yayıyoruz ve tekrar kapağını kapatıp 5 dakika içine sinmesini bekliyoruz.. önemli bir özellik de şeklini bozmadan servis yapmakta..

anlatım biraz uzun oldu ama yapılışı çok kolay, sadece teferruatlı anlatmak istedim.. çok nefis
yapımı kolay , sağlıklı bir yemek... şimdiden deneyecek olan arkadaşlara afiyet olsun diyorum..

seni çok çok öpüyorum asiyeciğim kolay gelsin... sevgiler :)

Asiye dedi ki...

Ellerine sağlık Rukiye'cim. Hem yaparken, hem yazarken :))
Ben de çok öptüm seni, kucak dolusu sevgiler..

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...